5 Nisan 2013 Cuma

BEBEKLER AHLAKTAN NE ANLAR?

Düşünce ve sorgulama şekline hayran olduğum öğrencim Ayşenur  yollarımız ayrıldıktan sonra şimdi eğitimine Adnan Menderes Üniversitesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünde devam ediyor, bana gönderdiği bir video çok ilgimi çekti, ve bununla ilgili düşüncelerinide yazdı,bence çarpıcı,blogda paylaşmasından dolayı teşekkür ederim tatlı kızıma...:)öğretmenliğin en güzel tarafı size birçok şey öğretebilecek öğrencileriniz olması..yolu açık olsun...




 
 
Bu araştırma evrim kuramını destekler nitelikte. Yani biz ne kadar her şeyi bebeklikten bu yana öğreniyor, gibi görünsek de bazı şeyler bizim henüz tam anlamıyla açıklanamayan genetik kodlarımızla doğuştan geliyor. Ve kodlar elbette ki çevresel koşulların etkisiyle değişip sonraki nesillere aktarılıyor. Bu araştırmada bir yandan insanın doğasının iyi olduğunu görüyoruz. Bir grup bilim adamları insanın doğasını iyi olduğunu söylerken bir grup da insanın doğasının kötü olduğunu ve insanın yok edici, saldırgan ve birbirlerine karşı düşmanca olduğunu söylüyor. Dinler de bu konuda farklılık gösteriyor . Örneğin Müslümanlıkta her bebeğin günahsız doğduğu söylenir ancak Hıristiyanlıkta bebeklerin günahkar doğduklarına inanılır ve bu yüzden vaftiz edilirler. Daima iyiye ya da iyi gibi görünene  aynı zaman da biraz da çıkarcı düşünerek bize yakın olan iyiyi seçme eğiliminde görünüyoruz.
Bu bebekler bir kaç aylık ve henüz bilişsel olarak iyi ve kötüyü ahlaksal açıdan öğrenebilecek yeterliliğe sahip değiller. Öyleyse insan doğası gereği iyi olma eğilimde dünyaya geliyor.
Öyleyse çocuk yetiştirenlere, özellikle annelere çocuklarının henüz anne karnında iken ahlaksal gelişimlerinin ( diğer tüm gelişim evreleri gibi) geliştiği konusunda bilgilendirilmek gerekiyor. Çocuklar bu denli iyi olma eğiliminde dünyaya geliyorlarsa çocukluklarının ileriki dönemlerinde nasıl saldırgan olabiliyorlar?
6 aylık bebeklerin iyi ve kötüyü ayırt etmek için bilişsel yani düşünce gelişimleri henüz yeterli değildir. Elbette ki insanlığın iyiliği ya da kötülüğü nasıl getirdiği tek bir görüşle açıklamaya yetmez. Bir insanın iyi ya da kötü doğması onun sonraki yaşamında da koşulsuz iyi veya kötü olacağını göstermez.
Çocuklar genelde model alma ile taklit ederek öğrenirler. Bunu yaparken de gerçek iyinin ne olduğunun çok da farkında değillerdir. Bu yüzden kendine göreyi seçer. Ergenlikten sonra bu kendine göreliğin gelişmesi ve olaylara nesnel bakabilme yeteneğinin gelişmesi beklenir. Ahlaksal olarak da bir otoritenin dediğindense, nesnel olarak düşünüp evrensel bir ahlak kodu kurması beklenir. Etrafımızdaki yetişkinlere bakacak olursak pek çok insanın bu gelişimi gösteremediğini ve o çocukluk dönemi ahlak anlayışında yani anne baba gibi güçlü bir otoritenin sunduğu ahlak anlayışına uyduğunu görürüz.
Sonuç olarak her ne kadar çoğu şeyi doğuştan getiriyor görünsek de bunların büyüdükçe çevresel etkilerle, yetiştiriliş biçimiyle ve daha bir çok faktörün etkisiyle değiştiği unutulmamalıdır. Bu araştırmada da gösterildiği gibi belki de gerçekten iyiyi ve kötüyü bilerek dünyaya geliyoruz ancak bu her yaş döneminde pekiştirilip geliştirilmediği sürece iyi doğmanın bir anlamı olmayacaktır...

AYŞENUR KASAP
Adnan Menderes Üniversitesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık 2.